11 Mayıs 2015 Pazartesi

Tatlı Bir Söyleşi- Elif Yılmaz

Elif Yılmaz kimdir?
Elif Yılmaz kendi dünyasında bir hayalperest. Kendi dünyasında derken ciddiyim. Kendi kafamın içinde kurduğum bir dünya var ve bu dünyayı kendimi saatlerce odama kapatarak yaşayan bir insanım. 19 yaşında bir İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisiyim. Ömrüm boyunca okumak, yazmak ve İngilizce konuşmak istiyorum. Yani tam bölümümü seçtim. Şimdilerde hedefi yurt dışında eğitim almak olan, kendini yorgunluktan hasta edene kadar yazı yazıp, bloğuyla uğraşan, yayıncılık alanında çalışmak için deli olan öylesine bir kız ve büyük ihtimalle tüm gün odasında boş boş oturmaktan zevk olan tek insanım.
Genç yaşta yazar oldunuz. Bu insanların size bakış açısını değiştirdi mi? Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Ailem tabii ki sevindi ama ben onların böyle bir şeyi zaten beklediğini düşünüyorum.  Çocukluğumdan beri herkes benim adımı bir şekilde duyuracak bir şeyler yapacağımı biliyordu. Çok yakın arkadaşlarım tabii böyle bir şey beklemiyorlardı. Benden çok daha iyi yazan kişiler var çevremde ve onların böyle bir adım atması beklenirken ben kitap çıkardım. Geri kalanlardan ise kitaba bakıp 'sen mi yazdın bunu?' ya da 'şimdi benim yazar tanıdığım mı var?' gibi tepkiler alıyorum ve bazen bunu dersin ortasında yapıyorlar. Tuhaf oluyor tabii.  Bazı hocalarımın kitabı okuduğunu duydum ve bu hayli ilginç bir durum. Yine de güzel tepkiler alıyorum ve insanların desteğini almak benim için çok önemli. Çünkü hayatımın bir döneminde kimse benim bir şeyler başaracağıma inanmıyordu. Hayatta bir şey olamayacağına inanılan çocuklardandım ancak sonradan neyi yapacağım dediysem çalışıp yaptım. Bu nedenle tüm bu güzel tepkiler benim için çok ama çok önemli.
Yazarlar yazmanın daima zorlu bir süreç olduğunu söylerler. Peki, sizin karşınıza çıkan engeller nelerdi?
Zor bir soru... Çünkü yazarken kendimden hiç haberim olmuyor ve o an zor bulduğum şeyleri daha sonradan unutuyorum.  Elbette yazma süreci çok zor; ama insan kendini kaptırdığı zaman bu zorluklar yok olup gidiyor sanki ve bana göre her hikâyeye ya da kitaba göre değişir bu zorluklar. Romantik Oyun’da bu ilk kitap denemem olduğu için nasıl yazmam gerektiğini bilmiyor olmamdı; ancak genel bir cevap vermek gerekirse yazarken o an sahip olduğum koşullar benim için zorluk yaratan şeyler oluyor. Yer, zaman, etrafımdaki insanlar ve aklına gelebilecek herhangi bir şey olabilir bu...
Sizce iyi bir yazar ne yapar veya ne yapmalı?
İyi bir yazarın hayatta hedefleri olmalı diye düşünüyorum. Hani çok büyük başarılar olmak zorunda değil bunlar. 'Ben bugün çok mutlu olacağım' demek bile bir hedeftir. Yani iyi bir yazar hayatından ne beklediğini bilmeli. Ayrıca iyi bir yazar gözlem yapabilmeli. Yetenek elbette bir şey ancak çevresindeki olayları ve okudukları kitaplardaki teknik özellikleri iyi gözlemleyebilmeli. Başka... Yaşadığı olaylardan ders çıkarabilmeli. Yani kısaca hayata karşı belli bir bakış açısı olmalı. Bir yazarın sığ düşünceleri olamaz bence. Bir olayı her yönden değerlendirebilecek özellikte olmalı. Keskin çizgiler yazarlara yakışmıyor. Bizler bir olayı en kötü haliyle de en iyi haliyle de ele alabildiğimiz için yazarız. Bu nedenle hayatımızdaki olayları da bu şekilde değerlendirebilmeliyiz.
Kendinize örnek aldığınız kimseler var mı?
Bir düşüneyim... Tabii ki okuduğum yazarların hepsi benim için birer örnek. Özellikle etrafımdaki Türk yazarları iyi gözlemlemeye çalışıyorum çünkü çoğu benden büyük ve daha çok hayat tecrübesine sahip insanlar. Henüz çok genç olduğum için onlardan öğrenecek çok şeyim olduğuna inanıyorum; ama 'özellikle şunu örnek alıyorum' dediğim kimse yok sanırım.
Yazmak sizin için ne ifade ediyor?
Yazmak benim için hayata tutunmanın bir yolu. Gelecek benim için belirsizken ve ben tamamen içime kapanmışken beni kurtaran yegâne şey o.

Eğer Türkiye’de bir şeyleri değiştirebilme imkânınız olsaydı neleri değiştirmek isterdiniz?
Türkiye'de hiçbir şeyi değiştirmezdim. Kim ne derse, ne yaparsa yapsın ben ülkemle gurur duyuyorum. Ülkeme yakışmayan insanlar için onun tek taşını bile değiştirmem ben.

Türkiye’deki kitap okuma oranı bildiğiniz gibi istenilen seviyede değil. Sizce bu durumun düzeltilebilmesi için neler yapılabilir?

Bu tamamen ailelerle alakalı. Yavaş yavaş gençler okumaya daha çok yönelmeye başlıyor ve bence bu iyi bir ilk adım. Nesilden nesle geçen bir şey bu. Umuyorum ki bizim neslimiz bunu değiştirecek. Şimdiki neslin daha anlayışlı ve bilinçli anne babalar olacaklarını düşünüyorum. Devir değişti ve bu nesil çocuklarıyla kitap okumanın öneminin farkında. Biz sadece kendimize güvenmeli ve sorun varsa düzeltmeye önce kendimizden başlamalıyız.

0 yorum:

Yorum Gönder