Küçük yaşlarda anne-babası ayrılan, ardından annesinin onu terk etmesiyle ailevi bağlara inancı kalmayan Cat, insan ilişkilerinde başarısız bir genç kızdır. Kendisiyle yakınlık kurmak isteyenlere karşı mesafeli duran, aynı zamanda aşka duvar örmüş biridir. Ta ki babası ve babasının hiç hoşlanmadığı nişanlısıyla çıktığı Floransa tatilinde tanıştığı, doğaüstü güçlere sahip bir Çingene onu 16. yüzyıl İtalya'sına gönderene kadar…
Zamanda yaptığı bu yolculuk sırasında tanıştığı birbirinden ilginç insanlar ve yaşadığı olaylar sayesinde hayata bambaşka pencerelerden bakmaya başlayan Cat, Rönesans İtalya'sındaki macerasına son verip modern yaşantısına dönmeyi başarabilecek midir?
"Merak uyandıran fantastik bir kurguyla yazılmış ve bunu okuyucunun hayal gücünü yormadan gerçekleştirmeyi başarmış olağanüstü nitelikte bir ilk roman."
-The New York Times-
"16. yüzyıl ile modern dünyanın zekice bir kurguyla iç içe geçtiği Benim On Altıncı Yüzyılım, okuru daha önce deneyimlemediği bir zaman yolculuğuna çıkarıyor."
-USA Today-
"İlham veren karakterlerle donatılmış, Harris'in esprili üslubunu konuşturduğu oldukça eğlenceli ve fantastik bir roman."
-Publishers Weekly-
(Tanıtım Bülteninden)
ALINTILAR
''Bir mikroskobun altındaymışım gibi insanların beni incelemesinden nefret ederim ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de Lorenzo da gelip bu çılgınlığı en yakından seyredecek.''
''Bu tür, paralarının var olduğunu göstermenin onları üstün kılacağını düşünen insanları Beverly Hills'ten de tanıyorum.Bu konuda yanılıyorlar.Bu sadece onları görkemli pislikler yapıyor, o kadar.''
''Şimdi benim varlığıma bu kadar ilgi gösteriyor oluşunun tek sebebi çevresinde yeni ve bugün pazarda ona yüz vermemiş olmam.O da tüm erkekler gibi işte,zor olanı seviyor.Ama beni fethetmesi mümkün görünmüyor.Ben bir kere yirmi birinci yüzyıl çocuğuyum ve bu Rönesans oyunlarına düşmeyecek kadar zekiyim.''
''Eğer bakışlar gerçekten insanı öldürebilseydi,şimdiye kadar çoktan ızgara ananas olup çıkmıştım.''
''Ben ki On Altıncı Yaş Partisi'nden kaçmak için tam beş yüzyıl tepip gelmişim.Şimdi kalkıp bir Rönesans Balosu'na katılacak değilim.''
''Rönesans sanatında armut,evlilikte bağlılığı sembolize eder,bu sebeple tablodaki armutlardan biri yarımdır.Beni annemde babamı aldatışıyla bizi ikiye bölmüş oldu.Bana hiçbir zaman Meryem'in çocuğuna baktığı gibi bakmadı çünkü o bencildi.Hercai kalbinin peşinden gidip bizi bıraktı.Yarım armut şeklindeki dövmem onun bize yaptıklarını hatırlatmak için var.Bana, kalbe asla güven olmayacağını hiçbir zaman unutturmuyor.Onu takip etmenin sadece acı verdiğini hep aklımda tutmamı sağlıyor.''
''Burası bir rüya,bir hayal ve beni seviyor gibi görünen yakışıklı bir erkeğin içinde olduğu inanılması güç bir durum.''
''Ama şimdi Lorenzo'nun beni gerçek ismimle çağırdığını duyduğumda fark ediyorum ki istenmeyen bir doğum günü partisi,istenmeyen bir evliliğin yanında hiçbir şeymiş.''
''Bazı şeylere karşı koyabilirsek ,her zaman mükemmel olmak ya da bizden beklenen şeyleri yapmak zorunda olmayız.Başarmak için başarısızlığı göze almak gerekir.''
''Yaşayacağın derslere karşı zihnini hep açık tut.''
0 yorum:
Yorum Gönder