26 Mart 2014 Çarşamba

Kitap Kardeşleri İle Blog Turları-Beynimdeki Yangın | Kitap Tanıtımı ve Ön Okuma


Tur Takvimimiz 

26.03 | Kitap Prensesi– Ön Okuma
26.03 | Kitap Kurdu Böjük - Yorum
27.03 | Colored Books – Alıntılar
27.03 | Okuma Köşem - Yorum
28.03 | Kitap Kurdu Böjük – Yazarla Söyleşi
28.03 | Kitap Prensesi – Yorum
29.03 | Sanat Nehri - Karakter Analizi
29.03 | Colored Books- Yorum
30.03 | Okuma Köşem - Yazarımızı Tanıyalım
30.03 | Sanat Nehri-Yorum



Unutmanın varlığı asla kanıtlanmamıştır. Tek bildiğimiz, bazı 
şeylerin istediğimiz zaman aklımıza gelmediğidir.
–Friedrich Nietzsche

Hastalığımın doğasının beynimde neden olduğu etkiden dolayı, bu öykünün geçtiği aylarda gerçekleşen gerçek olayların yalnızca bir anlık çağrışımlarını ve kısa ama canlı sanrıları anımsıyorum. O dönemin çok büyük bir çoğunluğu karanlıkta ya da değişken bir bulanıklıkta. Fiziksel olarak o zamanları anımsama yetisine sahip olamadığımdan bu kitap neyin kaybolduğunu kavramam açısından bir egzersiz oldu. Bir gazeteci olarak öğrendiğim becerilerle kayıp giden bu geçmişi yeniden yaratmak için elimdeki verileri değerlendirdim; doktorlar, hemşireler, arkadaşlar ve ailemle yaptığım yüzlerce görüşme, binlerce sayfalık tıbbi kayıt, babamın bu döneme ait günlüğü, boşanan annemle babamın birbiriyle iletişim kurmak için kullandığı hastane defteri, hastanede yattığım süre boyunca hastane kameraları tarafından çekilen video kayıtları, anımsananlar, muayeneler ve izlenimlerden oluşan defterler. Kimi adları ve tanımlanan özellikleri değiştirdim, ama öyle yapmasaydım bu, tamamen kurgusal olmaktan uzak, anı ve röportaj karışımı bir çalışma olacaktı.

Yine de güvenilmez bir kaynak olduğumu kabul etmeye hazırım. Ne kadar araştırma yapmış olursam olayım, beni bir birey olarak tanımlayabilecek bir bilince sahip değildim o zamanlar. Ayrıca taraflıyım da. Bu benim yaşamım; öykünün çekirdeğinde her şeyi misli misli karmaşık hale getiren gazeteciliğin o eski sorunu yatıyor. Kuşkusuz yanlış anladığım şeyler, asla çözemeyeceğim gizemler, unutulmuş ve yazılmamış birçok an var. O halde geriye kalan bir gazetecinin benliğin en derin kısmına, yani kişilik, bellek ve kimliğe yönelik araştırması, kalan parçaları bir araya getirme ve anlama çabasıdır.

Dünyada nadir görülen ve tanı koymanın çok zor olduğu bir hastalıkla savaşan gazeteci Susannah Cahalan, Beynimdeki Yangın'da kendi öyküsünü kaleme alıyor. Delirmenin ve unutmanın yaşamında boşluklar oluşturduğu Cahalan, bu boşluğu doldurmak için okurlarla birlikte geçmişinin peşine düşüyor. 

Başlangıçta yalnızca karanlık ve sessizlik vardı.Gözlerim açık mı? Merhaba? Ağzımı mı oynatıyorum ya da bu soruyu yöneltecek biri mi var, emin olamıyorum. Hiçbir şey göremeyeceğim kadar karanlık. Gözlerimi kırpıyorum, bir kez daha kırpıyorum ve bir kez daha. Karın boşluğumda kötü bir şey olacağına dair bir his var. Biliyorum.





Sayfa Sayısı: 376
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Yabancı
Çeviren: Anıl Ceren Altunkanat












0 yorum:

Yorum Gönder