Elif Yılmaz kimdir?
Elif Yılmaz kendi dünyasında bir hayalperest. Kendi
dünyasında derken ciddiyim. Kendi kafamın içinde kurduğum bir dünya var ve bu
dünyayı kendimi saatlerce odama kapatarak yaşayan bir insanım. 19 yaşında bir
İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisiyim. Ömrüm boyunca okumak, yazmak ve
İngilizce konuşmak istiyorum. Yani tam bölümümü seçtim. Şimdilerde hedefi yurt
dışında eğitim almak olan, kendini yorgunluktan hasta edene kadar yazı yazıp,
bloğuyla uğraşan, yayıncılık alanında çalışmak için deli olan öylesine bir kız
ve büyük ihtimalle tüm gün odasında boş boş oturmaktan zevk olan tek insanım.
Genç yaşta yazar
oldunuz. Bu insanların size bakış açısını değiştirdi mi? Nasıl tepkiler
alıyorsunuz?
Ailem tabii ki sevindi ama ben onların böyle bir şeyi zaten
beklediğini düşünüyorum. Çocukluğumdan
beri herkes benim adımı bir şekilde duyuracak bir şeyler yapacağımı biliyordu.
Çok yakın arkadaşlarım tabii böyle bir şey beklemiyorlardı. Benden çok daha iyi
yazan kişiler var çevremde ve onların böyle bir adım atması beklenirken ben
kitap çıkardım. Geri kalanlardan ise kitaba bakıp 'sen mi yazdın bunu?' ya da
'şimdi benim yazar tanıdığım mı var?' gibi tepkiler alıyorum ve bazen bunu
dersin ortasında yapıyorlar. Tuhaf oluyor tabii. Bazı hocalarımın kitabı okuduğunu duydum ve
bu hayli ilginç bir durum. Yine de güzel tepkiler alıyorum ve insanların
desteğini almak benim için çok önemli. Çünkü hayatımın bir döneminde kimse
benim bir şeyler başaracağıma inanmıyordu. Hayatta bir şey olamayacağına
inanılan çocuklardandım ancak sonradan neyi yapacağım dediysem çalışıp yaptım.
Bu nedenle tüm bu güzel tepkiler benim için çok ama çok önemli.
Yazarlar yazmanın
daima zorlu bir süreç olduğunu söylerler. Peki, sizin karşınıza çıkan engeller
nelerdi?
Zor bir soru... Çünkü yazarken kendimden hiç haberim olmuyor
ve o an zor bulduğum şeyleri daha sonradan unutuyorum. Elbette yazma süreci çok zor; ama insan
kendini kaptırdığı zaman bu zorluklar yok olup gidiyor sanki ve bana göre her
hikâyeye ya da kitaba göre değişir bu zorluklar. Romantik Oyun’da bu ilk kitap
denemem olduğu için nasıl yazmam gerektiğini bilmiyor olmamdı; ancak genel bir
cevap vermek gerekirse yazarken o an sahip olduğum koşullar benim için zorluk
yaratan şeyler oluyor. Yer, zaman, etrafımdaki insanlar ve aklına gelebilecek herhangi
bir şey olabilir bu...
Sizce iyi bir yazar
ne yapar veya ne yapmalı?
İyi bir yazarın hayatta hedefleri olmalı diye düşünüyorum.
Hani çok büyük başarılar olmak zorunda değil bunlar. 'Ben bugün çok mutlu
olacağım' demek bile bir hedeftir. Yani iyi bir yazar hayatından ne beklediğini
bilmeli. Ayrıca iyi bir yazar gözlem yapabilmeli. Yetenek elbette bir şey ancak
çevresindeki olayları ve okudukları kitaplardaki teknik özellikleri iyi
gözlemleyebilmeli. Başka... Yaşadığı olaylardan ders çıkarabilmeli. Yani kısaca
hayata karşı belli bir bakış açısı olmalı. Bir yazarın sığ düşünceleri olamaz
bence. Bir olayı her yönden değerlendirebilecek özellikte olmalı. Keskin
çizgiler yazarlara yakışmıyor. Bizler bir olayı en kötü haliyle de en iyi
haliyle de ele alabildiğimiz için yazarız. Bu nedenle hayatımızdaki olayları da
bu şekilde değerlendirebilmeliyiz.
Kendinize örnek
aldığınız kimseler var mı?
Bir düşüneyim... Tabii ki okuduğum yazarların hepsi benim
için birer örnek. Özellikle etrafımdaki Türk yazarları iyi gözlemlemeye
çalışıyorum çünkü çoğu benden büyük ve daha çok hayat tecrübesine sahip
insanlar. Henüz çok genç olduğum için onlardan öğrenecek çok şeyim olduğuna
inanıyorum; ama 'özellikle şunu örnek alıyorum' dediğim kimse yok sanırım.
Yazmak sizin için ne
ifade ediyor?
Yazmak benim için hayata tutunmanın bir yolu. Gelecek benim
için belirsizken ve ben tamamen içime kapanmışken beni kurtaran yegâne şey o.
Eğer Türkiye’de bir
şeyleri değiştirebilme imkânınız olsaydı neleri değiştirmek isterdiniz?
Türkiye'de hiçbir şeyi değiştirmezdim. Kim ne derse, ne
yaparsa yapsın ben ülkemle gurur duyuyorum. Ülkeme yakışmayan insanlar için
onun tek taşını bile değiştirmem ben.
Türkiye’deki kitap
okuma oranı bildiğiniz gibi istenilen seviyede değil. Sizce bu durumun düzeltilebilmesi
için neler yapılabilir?
Bu tamamen ailelerle alakalı. Yavaş yavaş gençler okumaya
daha çok yönelmeye başlıyor ve bence bu iyi bir ilk adım. Nesilden nesle geçen
bir şey bu. Umuyorum ki bizim neslimiz bunu değiştirecek. Şimdiki neslin daha
anlayışlı ve bilinçli anne babalar olacaklarını düşünüyorum. Devir değişti ve
bu nesil çocuklarıyla kitap okumanın öneminin farkında. Biz sadece kendimize
güvenmeli ve sorun varsa düzeltmeye önce kendimizden başlamalıyız.
0 yorum:
Yorum Gönder