Anne sıcaklığı, baba emniyeti olmayan bir dünyada ayakta kalmaya çalışan kırılganlık abidesiydi Duygu. Üç yoldaşı vardı onu taşıyan. "Develerim" derdi onlara. O develer ki İstanbul'un en arızalı tipleriydi. Her ne kadar bela makinesi olsalar da Duygu için tek bir gerçek vardı;
"Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı."
Ve hayat onlar için bir duadan ibaretti. İyiyim…iyiyiz… biz hep iyi oluruz. Güçlü olmayı en zorlu yollarda öğrenmiş dev bir çınardı Sedat. Hayatta yorulmuş, aşktan ?çoktan vazgeçmişti. Yüreğini ördüğü çelik duvarlar arasına saklamış acımasız bir adamdı o. Acılarla ?atılmış düğümlerin arasında filiz verebilir miydi aşk? Meleği şeytana döndürüp, şeytanın ruhunu ele geçirebilir miydi aşk?
YORUM
“Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı.” Sadece bu cümle grubu bile kitabı anlatmaya nasıl da güzel yetiyor. Duygu… Karanlık ve zor dönemler geçirmiş güzel, iyi kalpli bir kız… Onun karanlığına ışık olmuş Sedat… Ona kardeş, abi, baba, yurt olmuş Bekir ve Ali…
Üçünü de felek bir şekilde araya getiriyor. Hepsinin
geçmişle ilgili bir sıkıntısı var. Ama bu onları daha da çok birbirlerine
bağlıyor. Kimi zaman kardeşçe kimi zaman aşkla…
Normalde pek Türk yazar okumayı özellikle de roman türünde
sevmem ama Işıl Abla karakterleri o kadar canlı yazmış, o kadar canlı anlatmış
ki Duygu- Sedat- Ali- Bekir dörtlüsünün gerçekten olduğuna inandım bir an. Işıl
Abla okuyucularıyla sıcak bir ilişki kuruyor. Bazen ağlatıyor bazen de
kahkahaya boğuyor. Bekir’in babacan tavırlarına, Ali’nin çapkınlığına, Sedat’ın
baskıcılığına hayran kaldım. Modern
zamanın Robin Hood’ları olan bu üçlünün
yaptıklarına önce şaşırsamda bu onları
sevmeme engel olamadı. Kısacası iyi ki okudum. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Kitabın kapağında da yazdığı gibi tam bir Türk Masalı…
Size güzel bir haberim var. Şahsen ben çok sevindim .
Kitabın devamı niteliğindeki Ali’m satışta! Ve yorumu da en yakın zamanda
blogda! Hoşça kalın;)
ALINTILAR
“Aşk bir kere girdi mi kanına, zehir gibi yayılır damarlarına… Bir kısır döngüdür aşk… Döner
durur, kalbinden kanın her bedenine yayıldığında…”
***
“Ben onun neyiydim, hâlâ bilmiyorum ama o benim evim,
yurdum, yaşamaktan korkmadığım her şey olmuştu.”
***
“Benim hayatımdaki erkeklerin nesi vardı? Ya da soruyu şöyle
değiştirmem gerekiyordu. Erkeklerin nesi vardı? Bir anları bir anlarına
tutmuyordu.”
***
“Sizinkinin aşk olduğuna emin misiniz? Çünkü aşk bir insanı
her şeyiyle kabullenmektir”
***
“Seni son nefesimi verene kadar seveceğim”
***
“Sevmek çok zormuş, canım yanıyor.”
***
“Seni öperken bile özlüyorum ben.” Deyip dudaklarımı bulması
saniyeler sürdü.
0 yorum:
Yorum Gönder